Muhsin Yazıcıoğlu Cad. No: 31/24 Çukurambar-Çankaya / ANKARA - TÜRKİYE

Sıkça Sorulan Sorular

Halkımız arasında çok yaygın olan sigara tüketiminin bunlara neden olması sebebiyle, pek çok kişi tarafından normal olarak algılanan bu iki yakınma kesinlikle normal değildir ve göğüs hastalıkları disiplininin muayene ve tetkiklerini gerektirir.

Öksürük, balgam çıkarma, nefes darlığı, göğüs ağrısı ve öksürükle kan gelmesi (hemoptizi) yakınmaları varlığında göğüs hastalıklarına başvurulmalıdır.

Burnun gerisinden yani genizden gelen akıntı balgamla karıştırılmamalıdır. Balgam öksürükle alt hava yollarından yani bronşlardan dışarıya atılan salgıdır. Geniz akıntısı için kulak burun boğaz uzmanına başvurulmalıdır.

Göğüs hastalıkları dalı, akciğerle temelde olmak üzere göğüs kafesi içindeki kalp dışındaki yapıları ilgilendirir. Bu nedenle meme hastalıkları bu disiplini kapsamaz. Bunun için bir endokrinolog ya da memeyle ilgilenen bir genel cerrah muayenesi uygun olabilir.

KOAH (kronik obstrüktif akciğer hastalığı) sıklıkla sigara kullanımına bağlı gelişen, hava yollarının daralmasıyla seyreden bir hastalıktır. Tedavisi vardır. Düzenli ilaç, gerekirse oksijen kullanımı ve doktor kontrolüyle bu tanıyla kaliteli bir yaşam sürdürülebilir. Sigarayı bırakmak birincil koşuldur.

Akciğerlerin kanı temizleme işlemini yapamamasından dolayı kandaki düşmüş oksijen seviyesini yükseltmeye yarayan bir tedavi şeklidir. Günde en az 12–15 saat ve 2lt/dk hızıyla uygulanır.

Akciğer grafisinde şüphe uyandıran her türlü anormallik, kronik öksürük ya da doktorun muayene ile bulduğu şüpheli durumlarda bu inceleme ve tanı yöntemine başvurulur. Öksürükle kan tükürme (hemoptizi), tümörler ve yabancı cisim aspirasyonu hem tanı hem tedavi için bronkoskopi yapmayı gerektirir.

Günümüzde monitorizasyon teknikleri sayesinde ve işlemi yapan hekimin yakın gözetimiyle bu söz konusu değildir. Bronkoskopi işlemi çok ender de olsa kanama ve ölüm riski mevcut olduğu için, tüm önlemler alınarak ve tam teşekküllü yoğun bakımı olan, 3. basamak hastanelerde yapılmalıdır.

Günümüzde bu hastalığın %90 ve üzeri oranda tedavisi vardır ve yüz güldürücüdür. Bu tedavi konunun uzmanı hekim tarafından planlanmalı ve yürütülmelidir.

Bu yanlış inanışlardan biridir. Özellikle erken yakalanmış bir tümör çıkarıldığında hastanın yaşam şansı hiç kanser gelişmemiş popülasyonla aynıdır. Kanserli dokudan alınan biyopsiler ise doğru tanı ve tedavi için mutlaka gereklidir.